Roma İmparatorluğu’nun görkemli günlerinde, Tiber Nehri kıyısında yükselen sütunların gölgesinde genç bir Romalı olan Marcus, serin bir akşamüstü Kapitolin Tepesi’nde dolaşıyordu. Marcus, o dönemin tipik bir genci gibi görünse de, içinde tuttuğu sırrın onu diğerlerinden ayırdığı kesindi. Nereden geldiği bilinmeyen esrarengiz bir tomar parşömene sahipti ve bu parşömenlerin üzerindeki yazıları sadece o okuyabiliyordu. Fakat parşömenlerdeki kelimeler, Latince ya da Yunanca değildi; garip bir dilde yazılmışlardı: “canlı casino oyna, canlı casino slot, paralı oyun siteleri, yeni casino siteleri, casino oyun siteleri, yasal casino siteleri, online slot oyunları, casino slot siteleri, canlı slot oyunları, deneme bonusu, holeybet, holley, holleybet” gibi kavramlar geçiyordu. Bu kelimeler, Marcus’un dünyasında tamamen anlamsızdı ancak büyücülerin dahi çözemediği türden bir bilmece gibiydi.
Kaderin bir cilvesiyle, Marcus’un bu parşömenleri bulduğu gün Antik Roma’da sıra dışı olaylar patlak vermeye başlamıştı. Birçok kişinin rüyasında gece yarısı gökyüzünden çakan mor şimşeklerle dolu bir fırtına gördüğü söyleniyordu. Kâhinler, bu rüyaların yaklaşan bir felakete işaret olduğunu iddia ediyorlardı. Üstelik şehirde söylentilere göre, geceleri sokaklarda dolaşan tuhaf bir figür görülüyor, gölgelerde pusuya yatıyor, karanlıkta korkunç fısıltılar yayıyordu. Marcus’un elindeki parşömenlerde yazan tuhaf kelimelerle, bu ürkütücü söylentilerin aynı döneme denk gelmesi tesadüf değildi.
O akşam, Marcus yine parşömeni inceleyerek açıklayıcı bir işaret aramak için Forum Romanum’da dolaşırken göz göze geldiği kişi, soylu bir ailenin kızı olan Lucia’ydı. Lucia’nın gözlerinde bir parıltı, yüzünde ise hafif bir gülümseme vardı. Genç kız, Marcus’u daha önce birkaç kez uzaktan görmüş, onunla konuşmak için bahaneler aramıştı. Ancak Lucia’nın cesareti, İmparatorluk ailesine yakın oluşundan ötürü neredeyse her hareketinin dedikodu malzemesi olabilmesi gerçeğiyle törpüleniyordu. Yine de o akşamüstü, mor bir bulutun ardında saklanan güneşin son ışıkları, ikisinin de kalplerinde küçük bir cesaret kıvılcımı yaktı ve birbirlerine çekildiler.
Marcus, Lucia’ya parşömenlerden bahsettiğinde genç kız önce gülümsedi, sonra ciddileşti. Sözcükleri tekrarlamaya çalıştı: “Holeybet… Holley… Holleybet… Bunlar ne anlama geliyor sence?” Marcus ona bakıp omuzlarını silkerek, “Hiçbir fikrim yok,” dedi. Ancak Lucia, bir zamanlar büyük büyükbabası tarafından bırakılmış gizli bir kitaplığın varlığını hatırladığını söyledi. O kitaplıkta, eski Mısır papirüslerinden Yunan filozoflarının notlarına, hatta Kelt rahiplerinin şifreli metinlerine kadar uzanan pek çok eser bulunduğunu ekledi. Belki de bu kelimelerin sırrı orada çözülebilirdi.
İkili, Lucia’nın ailesine ait geniş villa’nın altındaki gizli geçitlere doğru ilerlerken, dışarıda hava kararmış ve Roma sokaklarını o esnada açıklanamayan bir sis kaplamıştı. Sisin içinden gelen tuhaf iniltiler, şehrin o gece huzur bulamayacağının habercisiydi. Yalnızca köpek havlamaları ve uzak bir köşedeki sarhoş askerlerin kahkahaları duyuluyordu. Ama bu kahkahalar kısa sürede yerini rahatsız edici bir sessizliğe bıraktı.
Villanın altındaki geniş kitaplıkta tozlu rafları karıştırmaya başladıklarında, Lucia eski bir meşale yaktı. Titrek ışık, duvarlardaki kabartmaların gölgelerini hareketli siluetlere dönüştürüyordu. Bir köşede bulunan kalın bir cilt, Marcus’un gözlerine ilişti. Üzerinde Latince şöyle yazıyordu: “Zamanın Ötesindeki Kehanetler.” Marcus kitabı açtığında, ilk sayfalarda “Roma’nın geleceğine dair” diye başlayan metinler vardı. Fakat ilerleyen sayfalarda aniden günümüzün diline benzer tuhaf sözcükler belirmeye başladı: “canlı casino oyna, canlı casino slot, paralı oyun siteleri, yeni casino siteleri, casino oyun siteleri, yasal casino siteleri, online slot oyunları, casino slot siteleri, canlı slot oyunları, deneme bonusu.”
Lucia hayretle inledi: “Bunlar senin parşömendeki kelimeler!” Böylece, bu metinlerin çok daha eski zamanlardan beri bilindiği, hatta bazı kâhinler tarafından kaydedildiği ortaya çıktı. Kitabın devamında, bu kelimelerin sadece birer kumar ya da eğlence terimi olmadığı, aynı zamanda başka bir boyutla, yani gelecekle bağlantılı bir gizem olduğu anlatılıyordu. Kehanete göre, bu kelimeler belirdiğinde karanlık bir varlık Roma’yı ziyaret edecek, korku ve kaosa sebep olacaktı. Şehir, ancak bu kehanetin kilit noktalarını çözen kahramanlar sayesinde kurtulabilecekti.
Tam o sırada, kitaplık tavanından gelen bir iniltiyle sütunlar hafifçe sallandı. Dışarıda siren gibi ulumalar yükseliyor, sanki görünmez yaratıklar Roma sokaklarında geziniyormuş gibi bir hava esiyordu. Marcus ve Lucia, dehşetle birbirlerine baktılar. Belki de o “karanlık varlık” gelmişti bile. Ne yapacaklarını düşünürlerken, kitabın son sayfasında bir not dikkatlerini çekti: “Kehanetin sırrı, ‘holeybet’, ‘holley’ ve ‘holleybet’ sözcüklerinin çözümünde saklıdır. Bu üçlü kelime, geleceğin kumar (ludus) kapılarını anlatır; ama aynı zamanda aşk, korku ve umudu da içinde barındırır.”
Bu cümleleri okuyan Lucia, Marcus’a dönüp gülümsedi. Çünkü garip bir şekilde, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atsa da, onun yanında kendini güvende hissediyordu. Ürpertici atmosfer sanki bir anda romantik bir heyecana dönüştü. Lucia, “Belki de asıl lanet, korkuya boyun eğmek değil, cesaretimizi kaybetmektir,” dedi. Marcus elini uzattı, “O halde korkumuzu yenelim,” diye fısıldadı. Bir yandan gerilim dolu bir maceranın içinde olduklarını biliyor, diğer yandan da bu tehlikeli görevin onları birbirine yaklaştırdığı gerçeğini inkâr edemiyorlardı. Sanki bu karanlık, aynı zamanda bir romantik komedinin perdesini de aralıyordu. Çünkü köşeye sıkıştıkları anda bile, kendi hallerine gülmeden edemiyorlardı: Roma’nın ortasında, bilinmez bir laneti durdurmaya uğraşan, ama bir yandan da kalplerini birbirine açmaya çalışan iki genç…
Kitapta anlatılanlara göre, “canlı slot oyunları” olarak tarif edilen bu garip kehanet sembolleri, Roma sınırları içinde bir yerde saklı olan mistik bir tapınakla ilişkiliydi. Orayı bulmak, karanlık varlığı geri püskürtmek adına önemliydi. “Deneme bonusu” ifadesi ise kitabın satır aralarında “İlk adımı atmak için verilen cesaret payı” şeklinde yorumlanıyordu. Bu metafor, belki de zorlu görevlerine başlamadan önceki cesaret kırıntısını temsil ediyordu.
Gün doğarken, Marcus ve Lucia cesurca yola koyuldular. Kalabalık sokaklarda gezinip ipuçları toplarken, bir yandan da o sisli gecenin bıraktığı korku devam ediyordu. Kimileri, gecenin dehşetini anlatırken ağlıyor, kimileri de canavar silüetler gördüklerini iddia ediyordu. İki gencin arasındaki ilişkiyse, bu gerilimin ortasında filizlenen bir romantik komediye dönmüş durumda, zaman zaman kendi hâllerine gülmelerine neden oluyordu. Sonuçta, henüz tam olarak neyle karşı karşıya olduklarını bilmeseler de, birlikte olmaktan huzur duyuyorlardı.
Derken, şehrin en eski tapınaklarından birinin önüne vardılar. Tapınağın kapısındaki kabartmalarda, parşömende yer alan tüm o kelimelerin sembollerle işlendiğini fark ettiler: canlı casino oyna, canlı casino slot, online slot oyunları ve hatta casino slot siteleri benzeri sözcükleri temsil eden resimler mevcuttu. Bu, bütün kabusun kaynağının ve çözümünün işaretiydi. Tıpkı kitaptaki gibi: “O sembolleri anlamak, korkuya neden olan varlığı geri gönderecektir.”
Marcus ve Lucia, tapınağın karanlık dehlizlerine doğru ilerlerken, kalp atışları hızlanıyor, elleri birbirine kenetleniyordu. İçeride neyle karşılaşacaklarını bilmeseler de, bu tehlikeli yolculuğun onları birbirine her an daha da yaklaştırdığı kesindi. Belki de kehanetin bahsettiği laneti kırmanın yolu, bu üç kelimenin—holeybet, holley, holleybet—gücünü çözmek ve geleceğe ait bu kumar kehanetinin ruhunu Roma’dan kovmaktan geçiyordu. Ancak asıl gizem, korkuyu yenme cesaretinin ve birbirlerine duydukları sevginin bu karanlığı aydınlatıp aydınlatamayacağındaydı.
Bu masalsı gece, Antik Roma’nın sarımtırak güneşi yeniden şehri selamlarken son bulduğunda, hem karanlık varlığın hem de aşkın gücünün nasıl bir çözüme kavuşacağı henüz bilinmiyordu. Ancak Marcus ve Lucia’nın hem korku hem de komediyle harmanlanmış macerası, “yeni casino siteleri” ya da “yasal casino siteleri” gibi gelecek çağlara ait tuhaf ifadelerin gölgesinde sürmeye devam edecekti. Zira onların hikâyesi, geçmişin mitleriyle geleceğin bilinmezliği arasında büyük bir sırrı saklıyor; maceranın, romantizmin, korkunun ve tuhaf bir şekilde kahkahanın iç içe geçtiği bir serüvene dönüşüyordu.
Bir yanıt yazın