Karanlık Kumarda Buluşma: Holeybet ve Holleybet’in Lanetli Oyunu

yazar:

kategori:

Kasabanın ıssız kıyısında, kimsenin uğramaya cesaret edemediği yıkık bir malikâne vardı. Sokak lambalarının sönük ışığı altında bile korkutucu görünen bu yapı, eskiden gösterişli partilere ve kumar gecelerine ev sahipliği yapardı. Rivayetlere göre, malikânenin asıl sahipleri yıllar önce tuhaf bir anlaşmazlık sonucu evde çıkan bir yangında yaşamlarını yitirmişti. O günden beri buraya kim adım atsa, garip fısıltılar ve açıklanamayan gölgelerle karşılaşırdı. Yerel halk, mekânın “musallatlı” olduğuna inanır ve yaklaşmaktan bile kaçınırdı. Fakat kâbuslarla beslenen merak, bazılarını tehlikeli serüvenlere sürükler.

Benim hikâyem de işte bu tehlikeli merakıma yenik düştüğüm bir gecede başladı. Bir gün internette dolaşırken tesadüfen paralı oyun siteleri üzerine konuşulan bir forumda, insanlar arasında gizemli söylentiler döndüğünü fark ettim. Söylentilere göre, malikâne arazisinde “canlı casino oyna” yazılı tuhaf tabelalar bulunuyor ve gece yarısı vakti bu çevrede parlayan ışıklar görülüyordu. Daha önce “yeni casino siteleri” konusunda incelemeler yapan ben, bu söylentilere kulak kabarttım. Kendime engel olamadım ve malikâneye gidip şu gizemi çözmeye karar verdim.

Gittiğim gece, gökyüzü kapkara bulutlarla kaplıydı. Henüz kapıdan içeri adım atar atmaz, ürpertici bir sessizlikle karşılaştım. Çürümüş ahşap merdivenler, içeri sızan soğuk rüzgârla gıcırdıyordu. Derinlere doğru ilerledikçe, duvarlardaki eskimiş resimlerden bakan bakışların ruhumu delip geçtiğini hissettim. İçimdeki tedirginliğe rağmen devam ettim. Çünkü, burayla ilgili anlatılan o korku hikâyelerinin temelinde “online slot oyunları” ve “casino oyun siteleri” konsepti yattığını duymuştum. Bir taraftan da “Acaba buralarda gerçekten bir şey bulabilir miyim?” diye düşünmeden edemedim.

Koridorun sonunda, çatlak zeminden yükselen loş bir ışık fark ettim. Yaklaştıkça, kalbim göğsümü yumrukluyordu. Kâbuslardan fırlamış gibi görünen bir salona adım attım. Etraftaki masaların üzerinde eski kumar fişleri ve solmuş iskambil kağıtları duruyordu. Duvarlara yapıştırılmış yırtık posterler arasında “canlı casino slot” ve “canlı slot oyunları” tanıtımları dikkatimi çekti. Posterlerde o zamana dek hiç duymadığım holeybet, holley ve holleybet isimleri yer alıyordu. Bu platformların ya da markaların ne olduğunu tam olarak bilmiyordum, ama hepsinde ürpertici bir görsel tema hakimdi: kırmızı gözlü karanlık figürler, uğursuz semboller ve parlak yılan motifleri.

Masalardan birindeki sararmış gazete kupürleri, malikânenin sahibinin eskiden “casino slot siteleri” ve “yasal casino siteleri” konusunda derin araştırmalar yaptığını anlatıyordu. O dönemde eve illegal cihazlar getirip yasadışı kumar organizasyonları düzenlediği rivayet ediliyordu. Hatta bu malikâne, kumar âleminin yeraltı dünyasında efsane haline gelmişti. Yetkililer defalarca baskın düzenlemiş, fakat her seferinde bir şekilde ellerinden kaçmışlardı. Tuhaf olan şu ki, gazete kupürlerinde bahsi geçen tarihler çok eskilere ait değildi; bu olaylar modern çağda, internetin her eve girdiği dönemde yaşanmış gibi görünüyordu.

Salonun ortasındaki büyük masada göz kamaştıran metal bir çark vardı. Altında “deneme bonusu” ibaresi okunuyordu. Çarkın kenarında, karanlıkta fosforlu gibi parlayan birtakım yazılar seçebiliyordum. Daha dikkatli bakınca, adeta kanla yazılmış gibi duran harfler gördüm: “Kim bu çarkı çevirirse lanetlenecek.” İçime bir ürperti yayıldı. ‘Bu kadar abartılı olamaz,’ diye düşündüm; ancak o sırada arkamda duyduğum tıkırtı, beni olduğum yere mıhladı. Titreyerek döndüm ve karanlığın içinde beliren silueti gördüm. Gözlerim önce onu bir insan sanmıştı, ama yüzünde canlılıktan eser yoktu.

Ağır adımlarla bana yaklaşan bu varlık, çürümüş derisinin altındaki kemiklerini neredeyse belli ediyordu. Dudakları öyle gerilmişti ki, keskin dişleri ortaya çıkıyordu. Gözbebekleri, geceyi bölen kırmızı bir parıltıyla aydınlandı. Boğuk bir sesle konuşmaya başladı: “Bizimle… oyna…” Sanki “yasal casino siteleri” veya “yeni casino siteleri” gibi ifadeler mırıldanıyordu. Fakat kelimeler anlaşılmaz şekilde karışıyor, yanlarında uğursuz tıslamalar duyuluyordu. O an, malikânedeki tüm hikâyelerin gerçek olabileceğini ve içeri girdiğim andan itibaren bu lanetin bir parçası haline geldiğimi anladım.

Korkudan donup kalmıştım. Ancak varlık, benden uzaklaşmak yerine, çarkın yanına doğru yöneldi. Çarkı çevirmesiyle beraber tüm salonu uğursuz bir uğultu kapladı. Tavandaki eski avize, sanki kendi kendine ışık saçmaya başladı. Ortama acımasız bir soğukluk çöktü. Daha önce “holeybet, holley, holleybet” gibi isimleri gördüğüm posterler canlanmış gibiydi. Gözlerimi kapayıp dua etmek istedim ama merak duygusu beni elden ayaktan kesmişti. Varlık, beni işaret eder gibi kısık bir sesle: “Bir seçim yap. Ya bu çarkı sen çevireceksin ya da sonsuza dek buraya hapsolacaksın!” diye fısıldadı.

Tereddüt içinde çarkın başına geçtim. Kollarım titriyor, nabzım kulaklarımda çınlıyordu. Daha önce pek çok “casino oyun siteleri” ve “online slot oyunları” denemiş, hatta “canlı slot oyunları” deneyimi bile yaşamıştım, ancak bu bambaşka bir şeydi. Gerçek bir kâbusun ortasındaydım. Bir yandan “Acaba bu, efsanevi deneme bonusu kazanma yolunun bir alegorisi mi?” diye aklımın ucundan geçmedi değil. Ama bu çark, dijital bir oyun olmanın çok ötesinde, ruhani bir tuzağa benziyordu.

Kendimi toparlamaya çalışarak çarkı çevirdim. Döndükçe, metal yüzeyinden kıvılcımlar saçılıyor, sanki cehennemden gelen bir güçle besleniyormuş gibi giderek hızlanıyordu. Kalbim küt küt atarken, gözümde bir dizi görüntü belirdi. “Holeybet ve “holleybet” logoları, “canlı casino slot” başlıkları, korku temalı casino slot siteleri afişleri… Her şey kâbus dolu bir geçit töreni gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Tıpkı internet üzerinde gezinen kullanıcıların “paralı oyun siteleri” ve “yeni casino siteleri” arasında kaybolup gitmesi gibi, ben de bu ruhani dönencede kaybolmuştum.

Aniden çark durdu ve kulağımın dibinde fısıltı gibi bir kelime yankılandı: “Kaybettin.” Gözlerim bir anda karardı, dizlerimin bağı çözüldü. Soğuk zeminle yüz yüze çarpıştığımda, dişlerimin sızısını hissettim. Oracıkta kendimden geçmek üzereydim ki, etrafımda dolanan gölgelerin hırlayışlarını duydum. Bu gölgeler, daha önce salonun karanlık köşelerinde gizlenen varlıklar olmalıydı. İrademe hâkim olmak neredeyse imkânsızdı, çünkü kulaklarımda çınlayan sesler: “Bizimle kal… ebediyen…” diye yankılanıyordu.

Bir an için kalbimde büyük bir boşluk hissettim. Tıpkı “holley” ya da “holeybet” gibi isimlerin yüzeysel kalması gibi, ben de bu lanetli evde yalnız, korumasız ve hiçbir umudum olmadan sıkışıp kalmıştım. Gözlerim tekrar açıldığında, çarkın üzerindeki kırmızı ışık sönmüş, salonu koyu bir karanlık kaplamıştı. El yordamıyla çıkışa doğru sürünmeye başladım. Duvarlara tutunarak, neredeyse nefes alamadan koridoru geçtim. Basamakları çıkarken ayaklarım birbirine dolanıyor, nefesim acıyla kesiliyordu.

Sonunda, devasa ahşap kapının önüne vardığımda son bir hamleyle kapıyı açtım ve kendimi dışarı attım. Kasvetli gökyüzünün altında titreyerek, perişan bir halde kaldırımda uzandım. Yaşadığım kâbusun gerçekliğine inanamıyordum. Bir süre sonra ayıldığımda, sanki bütün yaşananlar zihnime kazınmış bir illüzyon gibiydi. Fakat ellerime baktığımda derin bir korku vücudumu sardı: Parmaklarımda ince bir duman tabakası, tırnaklarımda ise siyah lekeler vardı. Bu malikâne, bir kere girenin ruhunu mühürleyen bir lanet taşıyordu.

O geceden sonra asla eskisi gibi olamadım. Kâbuslarımda hâlâ “canlı casino oyna” tabelaları, “canlı slot oyunları” afişleri ve “deneme bonusu” vaadi veren o çark beliriyor. “Holley, holleybet, holeybet” logolarına benzeyen garip semboller peşimi bırakmıyor. İnsanlara anlatmaya çalıştığımda çoğu bana inanmıyor, sadece “Korku hikâyeleri anlatma, gerçek dışı şeyler!” diyerek gülüp geçiyorlar. Ama biliyorum ki, bir gün bu lanet herkesi yakalayacak. Yeni arayışlara çıkan, “casino oyun siteleri” ile ilgilenen veya “yeni casino siteleri” keşfetmeye heveslenen insanlar, belki de o karanlık malikânenin davetkâr fısıltısına kapılacaklar. Ve kapıdan içeri girdiklerinde, çarkı çevirdiklerinde, geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkacaklar.

Karanlık kumarda buluştuğumuz o lanetli ev, kimseyi tek parça halinde bırakmıyor. İşte bu yüzden, eğer bir gün “yasal casino siteleri” ararken, şeytani bir vesveseyle bu yerlere yönelirseniz; eğer “canlı casino slot” veya “casino slot siteleri” peşinde koşarken kendinizi unutulmuş bir malikânenin önünde bulursanız, çok dikkatli olun. Çünkü kumarın cazibesi, bu defa sizin ruhunuzu istiyor olabilir. Bu hikâyeyi anlatmak belki sizi uyarır. Belki de geç kalındı. Ama bilin ki, ben oradan çok zor kurtuldum ve hâlâ her gece rüyalarımda aynı lanetin soğuk nefesini hissediyorum…

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir