Sincapların yönettiği bu tuhaf ve rengârenk dünyada, ağaçlar göğe doğru uzadıkça yolları gölgeler ve ceviz kokuları kaplardı. İnsanların neredeyse yok olduğu bu evrende, doğa kanunları ve toplumsal kurallar tamamen sincapların elindeydi. Minik patileriyle büyük kararlar alan, orman meclislerinde toplanıp gelecek planları yapan ve hatta büyük şehirlere hükmeden bu canlılar, kendi düzenlerini sarsılmaz bir disiplinle korurlardı. Ancak bir gün, sıradan bir insan kadını olan Ela’nın yolu bu diyarla kesişti. Üstelik kesiştiği yer de öyle rastgele bir yer değildi: “Holleybet” adını taşıyan, sincaplar tarafından işletilen ünlü bir kumarhane!
Ela, uzun bir yolculuktan sonra kendini ormanın derinliklerinde bulmuştu. Hiçbir zaman paralı oyun siteleri veya yeni casino siteleri gibi yerlere meraklı değildi; hatta “canlı casino oyna” veya “canlı casino slot” gibi terimler duyduğunda bile ilgilenmezdi. Ancak kaybolduğunu fark ettiğinde, her insanın içgüdüsel olarak yaptığı gibi bir ışık, bir tabela, bir yol gösterici aramaya başladı. Ağaçların arasında parıldayan neon ışıkları gözünü aldı: Üzerinde “Holleybet” yazan büyük bir tabela, alt kısımda ise “canlı slot oyunları” ve “online slot oyunları” gibi ifadeler dikkat çekiyordu. Ela, önce şaşırdı. Nasıl olur da böylesine vahşi bir orman içinde, böyle bir kumarhane olabilir?
Işıklara doğru yaklaştıkça her şey daha da tuhaflaştı. Kapıda, insan boyunda bir sincap duruyordu. Kendine has bir şekilde tıpkı bir kapı görevlisi gibi kollarını göğsünde kavuşturmuş, gelenleri içeri davet ediyordu. Ela’nın yaklaşmasıyla birlikte sincap, patisini zarifçe kaldırarak kapıyı açtı. Sincapların dünyasında saygın bir yeri olan kumarhane Holleybet’in içindeki gösterişli atmosfer, Ela’yı adeta büyüledi. Tavandan sarkan avizeler, renkli ışıklar ve tombul sincapların masalar etrafında neşeyle fındık yiyip sohbet ettiği bir ortam… Bu kadar absürt bir manzara, Ela’yı önce biraz korkuttu, sonra merak uyandırdı.
İçeri adımını atar atmaz, “deneme bonusu” fırsatlarına dair ilanlar gördü. Aslında bu yer, yasal casino siteleri gibi kurallara uygun hareket eden bir işletmeydi, en azından sincap kanunlarına göre. Masalarda çeşitli oyunlar dönüyor, slot makineleri çılgın bir hızla dönüyordu. Elbette hepsinin başında patileriyle kollarını çeviren sincaplar vardı. “Casino slot siteleri mi burası?” diye düşündü Ela, şaşkınlıkla. Ortam öylesine canlıydı ki, duyduğu müzikler ve çılgın tezahüratlar arasında kendini bir rüyada hissetmeye başlamıştı.
Ela’nın niyeti hiç kumar oynamak değildi ama kaybolduğu bu dünyada sincapların misafirperverliği onu biraz olsun rahatlattı. Gürbüz bir sincap, Ela’ya doğru yaklaşıp patisiyle yumuşak bir şekilde koluna dokundu ve yüksek tonda bir sesle “Hoş geldin, misafirimizsin!” diye bağırdı. “Bizde misafir, elini boş uzatmaz. Küçük bir deneme bonusu kazanmış sayılırsın!” dedi. Ela önce ne olduğunu anlamasa da bu cümleyi duyunca ufak bir fiş uzatıldığına tanık oldu. Fişin üzerinde “Holleybet Deneme Bonusu” yazıyordu. Aslında kumar dünyasıyla hiç işi olmasa da mecburi bir nezaketle kabul etti.
Etrafta dolaşmaya başlayan Ela, slot makinelerinin yer aldığı büyük salona girdi. Burada “canlı casino slot” oyunlarının yanı sıra “online slot oyunları” için ayrılmış özel bölümler de mevcuttu. Fakat burası insan teknolojisiyle inşa edilmemişti; her makine, sincap icadıydı ve ormana özgü materyallerle süslenmişti. Ahşap kabuklar, ceviz figürleri, hatta kolu çevirmek yerine fındık kırma koluna benzeyen kollar vardı. Havada çalan müzik ise yine sincapların bestelediği, neşeli ve hafif çılgın notalar içeriyordu.
Derken gözleri, masaların birinde bir tabela gördü: “Paralı oyun siteleri kadar kazançlı, ama çok daha eğlenceli!” yazıyordu. Belli ki sincaplar, ormandaki kumarhanelerini tanıtırken rakipleri olan insan kumar sitelerine de göz kırpıyorlardı. Ela, tereddütle masaya yaklaştı. Orada bir grup sincap, büyük bir ciddiyetle rulet benzeri bir oyun oynuyordu. İşin komik tarafı, çark dönerken cevizlerden oluşan bir top zıplayarak sayıları belirliyordu. Sinap adında bir sincap krupiye, profesyonelce oyunu yönetiyordu.
Ela, ne yapacağını bilmeden elindeki deneme bonusu fişini masaya koydu. Sincapların çoğu ona sevgiyle baktı; çünkü insan görmek onlar için ender rastlanan, neredeyse masalsı bir olaydı. Sinap, Ela’ya bir koltuk çekerek “Buyur, şansını denemek ister misin?” diye sordu. Ela ise içine düştüğü bu tuhaf maceranın verdiği cesaretle, “Evet, bir kez denemek isterim,” dedi. O an, bir anda yüksek bir alkış koptu. Sincaplar, yeni oyunculara her zaman coşkulu karşılama seremonisi düzenliyordu.
Krupiye, “canlı slot oyunları”nı da hatırlatan bir heyecanla çarkı çevirdi. Fındık topu heyecanla sekti, döndü, yuvasını aradı. Masadaki sincaplar nefeslerini tutarak bekledi. Ela ise durumu kavramaya çalışırken, topun hangi sayı ya da hangi renge denk geleceğini pek kestiremiyordu. Birkaç saniye içinde top nihayet durdu ve Sinap yüzünde büyük bir şokla sonuçları açıkladı: “Ela kazandı!” Tüm masa adeta çığlık atarak alkışlamaya başladı. Ela’nın yüzünde şaşkınlıkla karışık bir mutluluk belirdi.
Kazancının ne kadar olduğu söylenince, Ela’yı bir ürperti aldı. Çünkü rakamlar, sincapların baş döndürücü servetini temsil eden bir büyüklükteydi. Meğer bu oyun, kumarhanenin ‘en büyük ödül’ potansiyeline sahip masalarından biriymiş. Kazanan kişi, hem sincapların kraliyet hazinesine yakın büyüklükteki altın rezervlerini hem de “sincapların kumarhanelerinin onursal payını” alabiliyordu. Sincap kanunları oldukça katıydı: Eğer biri bu büyük ödülü kazanırsa, tüm serveti tek seferde teslim alması gerekiyordu.
Elbette ortada bir yanlışlık vardı. Ela sadece kaybolmuş bir kadındı ve rastgele girdiği bu kumarhanede, en büyük ödülü kazanmıştı. Sincaplar ise kuralları çiğnemek istemedikleri için kızgın değillerdi, ama oldukça telaşlıydılar. Bu tür bir olayın gerçekleşmesi, onlara göre “tarihi” bir vakaydı. Ormandaki tüm başka kumarhaneler, hatta “yeni casino siteleri” ile rekabet eden Holleybet’i duyunca koşarak gelmeye başladılar. “casino oyun siteleri” ve “yasal casino siteleri” gibi isimlendirmelerle anılan tüm rakip işletmelerin sincapları da bu büyük olayı duymuştu.
Kısa sürede kumarhane, sincap kalabalığıyla doldu taştı. Herkes Ela’yı görmek istiyordu. Kimi, “Holley” adının aslında sincapça “sonsuz talih” anlamına geldiğini söylüyor, kimiyse kumarhane sahibi “Holeybet” soyundan gelen soylu sincapların bunu bir iftihar meselesi yapacağını konuşuyordu. Ela ise bulunduğu konumun farkında bile değildi. Sadece etrafındaki şenlik atmosferine şaşkın gözlerle bakıyor, neyin nasıl olduğunu çözmeye çalışıyordu. Bu sırada bir sincap, dev bir çuval altını yavaşça Ela’nın önüne bırakmaya başladı. Arkasında da istiflenmiş ceviz çuvalları ve parıldayan taşlar duruyordu.
Sonunda, kumarhanenin en büyük yöneticisi olan ve “Büyük Fındık Meclisi”nin de başında bulunan yaşlı bir sincap geldi. Törensel bir tavırla Ela’nın yanına yaklaştı ve “Yeni sahibimiz,” dedi. “Siz kazandınız; bütün servet sizin.” Ela’nın kalbi hızla atmaya başladı. Sincapların önünde saygıyla eğildi, ama bu servetle ne yapacağını bilmiyordu. Bir anlığına, “Bütün ormanı satın alıp dünyaya insanları tekrar sokar mıyım?” diye düşündü. Ardından, bu dünyaya hükmetmek gibi bir arzusu olmadığını fark etti. Sincapların düzenine zarar vermek istemiyordu. Öte yandan, bu kadar büyük bir servetin de sorumluluğu çok ağırdı.
Ela, büyük bir cesaretle konuşmaya karar verdi: “Benim böyle bir servete ihtiyacım yok,” diye başladı söze. “Ben sadece kaybolmuştum. Evime dönmek istiyorum.” Sincaplar, en büyük ödülü kabul etmemenin kurallarına uygun olup olmadığını tartışmaya başladı. Öyle ya, sincapların kanunlarında ‘kazananın ödülü reddetmesi’ gibi bir durum hiç düşünülmemişti. Aralarında saatlerce süren bir müzakere geçse de sonunda büyük meclis bir istisna yapmaya karar verdi.
Ela, kumarhane Holleybet’in kapısından ağır çuvallar ve parıltılı hazineler yerine, sadece anı olarak saklayabileceği küçük bir hediye paketiyle çıktı. İçinde, sincapların sembolü olan bir altın ceviz heykelciği vardı. Ona ormanın derinliklerinde rehberlik edecek olan ve geri dönüş yolunu göstereceği söylenen bir pusula şeklindeydi bu heykelcik. Ela, ormanın karanlığında ilerlerken arkadan gelen uğultuyu duyuyordu. Sincaplar, zaferini kutluyorlardı ama aynı zamanda paralarını geri aldıkları için de sevinç çığlıkları atıyorlardı.
Böylece paralı oyun siteleri, casino oyun siteleri veya canlı casino oyna gibi kavramlarla ilgilenmeyen Ela, kendini bir anda sincapların kumar dünyasının en büyük talihlisi olarak bulmuş, sonra da bu unvanı sessizce iade etmişti. Belki de bu olay, sincaplar dünyasında nesiller boyu anlatılacak bir efsaneye dönüşecekti. Ela ise bir daha asla kaybolmamaya özen göstererek, yasal casino siteleri ya da yeni casino siteleri merakı olmaksızın kendi dünyasına döndüğünde, yaşadığı macerayı kimsenin inanmayacağı bir masal olarak anlatmayı planladı.
Sonunda, sincapların yönettiği bu renkli ama sürprizlerle dolu evrende kısa süreliğine de olsa kraliçe gibi hissetti. Fakat asıl zenginliğin, bir ormanın ortasında tüm kalbiyle özgürce nefes alabilmek olduğunu da anladı. Koca servet yerine bu anıyı alıp koynuna sakladı ve yoluna devam etti. Böylece Holleybet kumarhanesi, hem sincapların hem de Ela’nın hafızasında silinmeyecek izler bırakan olağanüstü bir maceraya sahne oldu.
Bir yanıt yazın